Cumhurbaşkanı Erdoğan: Filistin’in bağımsızlık mücadelesini her şartta savunacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Filistin’in bağımsızlık mücadelesini her şartta savunacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistinlilerle Kardeşlik İftar programında bir konuşma gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Sizlerle birlikte milletimizin ve Filistin halkının Ramazan-ı şerifini canı gönülden tebrik ediyorum. Bu mübarek aya nasıl salimen ulaştıysak Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı’na da aynı şekilde sağlıkla vasıl olmayı rabbim hepimize nasip eylesin. 

Gazze, Kudüs ve Batı Şeria’daki kardeşlerimiz başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında izzetiyle hayata tutunan Filistin’in yiğit evlatlarını şahsım ve milletim adına saygıyla selamlıyorum.

Zulme ve zalime meydan okuyan, şehadet şerbetini vakarla, huşu ile yudumlayan tüm şehitlerimizi, Filistin’in yürekli evlatlarını bir kere daha rahmet, minnet ve şükranla yad ediyorum.

İsrail’in 471 gün boyunca Gazze’de gerçekleştirdiği katliamlar insanlık tarihine bir utanç lekesi olarak kazınmıştır. Soykırım şebekesinin saldırıları sonucunda çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 61 binin üzerinde kardeşimiz şehit oldu.  200’ün üzerinde basın mensubu katledildi.

Savaşta bile dokunulmaması gereken 330’dan fazla sağlık görevlisi bilinçli bir şekilde öldürüldü. Ağzı süt kokan bebekleri, analarının öpmeye doyamadığı masum yavruları katletmekten sadistçe keyif alan bir cinnet haline kimi zaman öfkeyle kimi zaman mahcubiyetle bütün dünya gibi 471 gün süresince maruz kaldık.

Filistin'i ruhumuzun ruhu olarak gördük, Filistinli kardeşlerimizi canımızın canı olarak bildik. Dört asır boyunca aynı çatı altında kader birliği yaptığımız Filistinli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık.

Kudüsten Hayfa’ya, Safet’ten Yafa’ya, Nablus’tan Aka’ya, Kenan ilinin her bir köşesinde ortak tarihimizin, dostluğumuzun, dayanışmamızın, kardeşliğimizin izleri vardır. Filistin topraklarının tamamında ezeli ve ebedi kardeşliğimizin nişaneleri, mühürleri vardır.

Türk milleti olarak Kudüs, Filistin nöbetimiz devam ediyor. Bu ruhla Siyonist rejimin 471 gün süren işgal ve soykırım politikası karşısında Gazzeli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık, bırakmayacağız.

Saldırıların başladığı 7 Ekim’den itibaren akan kanı durdurmak amacıyla tüm imkanlarımızı seferber ettik. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere yer aldığımız tüm platformlarda Filistinli mazlumların sesi olduk, haksızlıkları dile getirdik.

Gazze’ye yaklaşık 100 bin ton insani yardım malzemesi ulaştırdık. İsrail’le olan ticaretleri tamamen durdurarak toplam 9,5 milyar dolarlık ticaret hacminden sarfı nazar ettik. Katılımcı sayısı 500 bini aşan mitinglerle, boykotlarla, çalışmalarla Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelesine omuz verdik.

Siyonist rejime şirin gözükmek için Filistin'in direnişine çamur atanlara, terör örgütü iftirası atanlara, lafa her başladıklarında amalı cümlelere rağmen Gazze'nin kahraman evlatlarının daima yanında olduk.

Gazzeli bin 369 hasta, yaralı ve refakatçinin ülkemizdeki hastanelerde tedavilerine devam etmelerini sağladık. 880 vatandaşımızı Gazze’den tahliye ettik. 2 bine yakın Filistinli kardeşimize Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok ilde barınma imkanı sunduk.

Ezelden ebede uzanan kardeşliğimize kimse engel olamayacaktır. Filistin'i ve Filistinli kardeşlerimizi bundan sonra da yalnız bırakmayacağız.

Filistin’in bağımsızlık mücadelesini her şartta cesaretle savunacağız. Son dönemde islam ülkelerinin Filistin davasını sahiplenme, Filistinlilerin haklarını koruma noktasında ortaya koyduğu güçlü iradeyi memnuniyetle karşılıyoruz. Gazze’nin geleceğine yönelik Kahire’de toplanan Acil Gazze Zirvesinde oluşan planı çok kıymetli buluyoruz.

19 Ocak’ta varılan mutabakatın devam ettirilmesini temenni ediyoruz. Ancak Netanyahu hükümetinin ateşkesi baltalama girişimleri ilk günden itibaren sürmektedir. Siyonist yayılmacılığı devlet politikası haline getiren mevcut hükümetin ne yapmaya çalıştığını gayet iyi biliyoruz.

Filistinlileri topraklarından sürgün ederek, Filistin halkına ikinci bir Nekbe felaketi yaşatmaya dönük projelerin hiçbiri kabul edilemez. Filistin’in tapusu Filistinli kardeşlerimizin elindedir.

İki devletli çözüm bölgedeki tüm halkları huzura götürecek yegane yoldur. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan özgür, bağımsız ve toprak bütünlüğüne egemen bir Filistin Devleti kurulmadan adil ve kalıcı bir çözümden bahsetmek imkansızdır.

Biz sadece Gazze’de, Batı Şeria’da değil tüm bölgemizde barış, huzur ve refah istiyoruz. Farklı inançların, mezheplerin, etnik unsurların yan yana yaşadığı bir bölge hayal ediyoruz. Bunun için de var gücümüzle çalışıyoruz.

Komşumuz Suriye'nin toprak bütünlüğüne, üniter yapısının korunmasına, birlik ve dirliğinin tahkim edilmesine büyük önem veriyoruz. İlk günden beri hep bunu savunduk, bunun ehemmiyetine dikkat çektik.

Suriye’nin terörden arındırılmasına yönelik her türlü çabayı doğru yönde atılmış bir adım olarak görüyoruz. Dün varılan mutabakatın eksiksiz uygulanması Suriye'nin güvenliğine ve huzuruna hizmet edecektir. Bunun da kazananı Suriyeli kardeşlerimizin tamamı olacaktır.

Araplar, Türkler, Kürtler olarak kardeşliğimizi yücelttiğimiz ölçüde oyunları bozar, geleceğimizi güvence altına alabiliriz. Birbirimizin elini tutmaktan, birbirimizin eline sıkıca kenetlenmekten, birbirimizin hassasiyetlerine saygı göstermekten başka kurtuluş yolunun olmadığını aklımızdan çıkartmayalım."

  Hibya Haber Ajansı